Yönetmen: Joe D’Amato
Senaryo: Giacomo Guerrini, Ottavio Fabbri
Yapım: 1979, İtalya Süre: 94 Dakika
Oyuncular: Kieran Canter, Cinzia Monreale, Franca Stoppi, Sam Modesto
80′li yılların ilk yarısındaki Video Nasty döneminde bir de Buio Omega vardır… Kült yönetmen Joe D’Amato’nun en ünlü 3 filminden biri, belki de en ünlüsü Buio Omega… (Diğer ikisi Antropophagus (1980) ve Emanuelle and the Last Cannibals (1977) olmak üzere)
Joe D’Amato’nun başka filmlerden arta kalan görüntüleri kendi filminin içine katacak kadar ucuz ve sıradışı yöntemlere başvurduğu biliniyor. Hardcore porno filmleri de çekmiş, akla gelecek her türlü sömürü filmi de. Bizim bazı efsanevi Yeşilçam yönetmenlerimiz gibi D’Amato da aynı görüntülerden birkaç film çıkaranlardan… Kullandığı onlarca takma isim arasında (ki bazen kadın ismi bile kullanmış) en ünlüsü Ermando Donati. Sayısız takma isimle sayısız film yaptığı için hala kayıp D’Amato filmleri olması muhtemel.
Joe D’Amato’nun, Emmanuelle filmlerine yamyamlık ekleyerek ortaya çıkardığı kült klasik Emanuelle e gli ultimi cannibali (Emanuelle and the Last Cannibals) (1977), Ruggero Deodato’nun Ultimo mondo cannibale (Jungle Holocaust aka Last Cannibal World) (1977) adlı filmiyle beraber şoke edici İtalyan yamyam furyasını ateşleyen iki filmden biridir. Conan The Barbarian’dan (1982) aylar sonra hemen bir Conan kopyası olan Ator the Invincible‘ı (1982) çekmiştir. Aynı şekilde Conan The Destroyer (1984)’dan hemen bir kaç ay sonra da Ator The Blademaster‘ı (1984) piyasaya sürmüştür. Ayrıca Caligula‘yı (1979) neredeyse poster olarak bile kopya eden Caligula 2‘yi (1981) ve 9 Buçuk Hafta‘yı (1986) kopya ettiği Eleven Days, Eleven Nights (1986) gibi filmleri de mevcuttur. Bu sebeple Avrupa’da defalarca kara listeye alınan bir isimdir Joe D’Amato.
Dürüst olmak gerekirse Buio Omega’nın da İngilizce ismi Beyond The Darkness olduğu için, filmi Fulci’nin The Beyond‘unun (1981) bir kopyası sanıp yıllarca izlemedim.
Buigo ‘karanlık’, Omega ise ‘nihai son’ manasına geliyor. 80′lerin İtalyan korku filmi çılgınlığındaki bir çok kült klasik gibi Buio Omega’da da acayip bir konu var. Var ama aslında konu ikinci planda tabi. Bu pamuk ipliğine bağlı olan bir konu ve vasatın altında oyuncular içerisinde bize sunulan tarifi zor ve insanın aklından kolay kolay çıkmayacak bazı şoke edici sahneler filmin esas kalbini oluşturuyor. Filmde oldukça az diyalog var. Filmin konusunu bir cümleyle özetlemek gerekirse: Yetim bir taksidermici (hayvan içi dolduran kimse), yaşlı, sapkın ve şehvetli hizmetçisinin de desteğiyle bir katile dönüşerek, tavladığı güzel kızları öldürüp, cesetlerini kimyasal sıvılar kullanarak yok etmeye başlar…
Ölen nişanlısına saplantılı psikopat katil Frank Wyler’ın, nişanlısının içi doldurulmuş, makyaj yapılmış ve yatağa yatırılmış cesedinin yanında, çok güzel başka bir kadınla sevişirken, kadının cesedi farketmesi üzerine kadının boğazını ısırıp, şah damarını parçalayarak kadını öldürmesi sahnesi aklımdan çıkmıyor…
Bunun gibi birkaç tane daha sapkın, cinsel ve vahşet dolu sahnelerin bir resitali olarak geçen filmin sonu da çok güzel. (Zaten bu İtalyan korku filmlerinin neredeyse hepsinin son derece karanlık, nihilist, korkunç ve bazen saçma sapan sonları oluyor - ki beni benden alıyor bu finaller…) Son olarak filmin soundtrack’inin de Goblins‘e ait olduğunu belirtelim ve gerçek korku ve vahşet filmi severlere iyi seyirler diyelim…